spot Kelime Anlamı ve Kullanımı

    • i, s yer, mevki, mahal; benek, nokta, leke; ayıp, leke; gölgebalığı, sarıağız, deniz güzeli, zool Sciaena; projektör ışığı; kısa reklam; İng bir miktar (içecek); (argo) güç durum; s yerinde olan; peşin; ara sıra rasgele spot ball siyah benekli beyaz bilye spot cash peşin para spot check ara sıra teftiş etme spot weld elektrikle yapılan nokta kaynağı hit the high spots kdili yalnız en önemli noktalara değinmek hit the spot (argo) tam yerinde olmak in a spot utandırıcı veya müşkül bir durumda in spots ara sıra on the spot hemen, derhal; hemen oracıkta, olay yerinde, vaka mahallinde; sorumlu; tehlikede; (argo) ölüm tehlikesinde put on the spot hesap vermeye davet etmek; hesaplaşmaya çağırmak soft spot zaaf, sevgi; zayıf nokta ten spot onluk kâğıt para ten spot of hearts iskambil kupanın onlusu touch a sore spot en hassas noktaya dokunmak X marks the spot X olay yerini gösteriyor
    • f (-ted, -ting) beneklemek, lekelemek, benek benek etmek; kirletmek, şerefini lekelemek; bulmak; tanımak; nişanalmak; yer yer dağıtmak: yerleştirmek; atamak; lekelenmek, benek benek olmak




online kişi ingilizce öğreniyor veya ingilizce kelime arıyor