foot Kelime Anlamı ve Kullanımı
    
    
    
- (f) yaya yürümek, dans etmek, oynamak;  (gen) up ile yekununu çıkarmak; ödemek;  gitmek; yol almak, seyretmek (gemi) foot  a measure dans etmek foot it yaya gitmek  foot the bill hesabı ödemek
 - (çoğ feet) (i) ayak, kadem; ayak  kısmı; en alçak kısım; alt, (dağ) etek, dip;  temel esas; son; şiir vezin tef'ilesi; yaya  asker, piyade; dikiş makinasında bezi düz  tutan parça, ayak; yekun, tutar foot lathe  ayak tornası foot of a mast (den) direk  ıskaçası foot of a sail (den) yelkenin altabaşosu foot passenger yaya yolcu, yaya  giden kimse foot rot (bot) portakal ağacının  gövdesine ârız olan bir hastalık herhangi bir  filizin dibinde husule gelen bir hastalık foot  rule bir ayak boyunda cetvel foot soldier  piyade neferi I wouldn't touch that with  a tenfoot pole Elimi bile sürmem at  one's feet ayağının dibinde; tesiri altında  cubic foot kübik kadem, 28,317 cm3 off  one's feet yatar vaziyette; iradesi dışında  have feet of clay dışardan görünmeyen  önemli bir kusuru olmak keep one's feet  düşmemek, sarsılmamak one foot in the  grave bir ayağı çukurda on foot yaya olarak,  yürüyerek on one's feet ayakta put one's  foot down kararlı olmak, ayak diremek put  one's best foot forward iyi bir tesir bırakmak; elinden geleni yapmak put one's foot  into it, put one's foot in one's mouth  pot kırmak, gaf yapmak set foot in girmek, ayak basmak sit at one's feet bir kimsenin  hayranı olmak, müridi olmak square foot  kadem kare, 0,0929 m2 stand on one's  own feet bağımsız olmak, kimseye muhtaç  olmadan yaşamak swift of foot ayağına  tez under foot ayak altında