fast Kelime Anlamı ve Kullanımı

    • (f), (i) oruç tutmak, perhiz etmek; (i) oruç, perhiz; oruç süresi fast day oruç günü, perhiz günü break one's fast orucu açmak,oruç bozmak, perhiz bozmak; kahvaltı etmek
    • (s), (z) çabuk, tez, seri, süratli; ileri;ahlaksız, eğlenceye düşkün; sıkı, sabit, yerinden oynamaz, çıkmaz; sadık; metin, dayanıklı,solmaz; derin (uyku); (z) çabuk, süratle; sıkıca, sıkı olarak; tamamen, derin bir şekilde; yakında, yanında fast color solmayan renk, sabit renk fast friend yakın dost, sadık dost fast shut sımsıkı kapalı fast track spor düzgün koşu sahası Iive fast ahaksızca yaşamak, çılgınca bir hayat sürmek, hızlı yaşamak play fast and loose riyakarlık etmek; iki yüzlülük etmek fast asleep derin uykuya dalmış hold fast sıkıca tutmak, yapışmak; dayanmak




online kişi ingilizce öğreniyor veya ingilizce kelime arıyor