fall Kelime Anlamı ve Kullanımı

    • (f) (fell, fallen) düşmek, dökülmek,yağmak; çökmek; kapanmak, yıkılmak, mahvolmak, ölmek; alınmak, zapt olunmak, düşmek (kale); inmek, azalmak, eksilmek, kesilmek; gelmek, çıkmak, vurmak; tutulmak,duçar olmak; dalmak, başlamak; rastlamak,tesadüf etmek, vaki olmak; ayrılmak, bölünmek, taksim olunmak; doğmak (hayvanlarda)fall afoul münakaşa etmek, atışmak; çarpmak fall a sleep uykuya dalmak fall away çekilmek; fenalaşmak, gerilemek; zayıflamak fall back geri çekilmek fall back on(güvenilecek bir kimseye veya bir yere) başvurmakfall behind geri kalmak, arkadan gelmek fall down düşmek fall flat bekleneni elde edememek, karşılığını görememek fall for(ABD), (argo) aldatılmak; (slang) kesilmek, bitmek; çok beğenmek, bayılmak fall in dizilmek, sıraya girmek; çökmek; yıkılmak;bitmek; uygun gelmek, münasip olmak fall in love âşık olmak fall in with rast gelmek,tesadüf etmek; kabul etmek, muvafakat etmek,uymak fall into error hataya düşmek,yanılmak fall off çekilmek, azalmak, düşmek, bozulmakfall off the roof (argo) âdet görmek, aybaşı olmak fall on gelmek, düşmek; hücum etmek, üstüne düşmek, saldırmak; keşfetmek This month the twentieth fell on a Friday Bu ayın yirmisi cumaya rastladı fall on one's face (kdili) yüzüne gözüne bulaştırmak fall on one's feet dört ayağının üstüne düşmek, atlatmak, sıyrılmak, başarmak fall out kavga etmek, bozuşmak; vaki olmak;(ask) sıradan çıkmak fall over yıkılmak fallover oneself kendini çok istekli göstermek fall prostrate yüz üstü kapaklanmak, bayılıp yere yıkılmak fall short (of) kafi gelmemek, eksik gelmek, varmamak, ulaşamamak, umduğu gibi çıkmamak fall through başarı kazanamamak, muvaffak olamamak,vazgeçilmek fall to yemeğe veya harbe başlamak, girişmek, başlamak fall under altına düşmek, dahil olmak, girmek fall upon saldırmak, üstüne gelmek fallen on evil times fena günlere gelmiş fallen woman düşmüş kadın, fahişe falling star göktaşı His eye fell upon me Gözü bana ilişti His face fell Suratı asıldı It all fell out for the best Sonucu hayırlı oldu It fell to my lot Benim payıma düştü Bana isabet etti The plans fell to the groundPlanlar suya düştü
    • (i) düşüş, düşme, sukut, iniş; sarkma;yıkılma, çökme, inkıraz; yağış; bir defada yağan yağmur miktarı, düşüş mesafesi, fiyatların düşmesi, ucuzlama; dökülme, akma; sonbahar, güz, aynı mevsimde veya aynı zamanda doğan kuzular, hayvanların doğması; meyil,yamaç, yokuş aşağı; zapt olunma; düşürme, yıkma; güreşte düşüş; elbise fırfırı; (gen) (çoğ) çağlayan, şelâle fall guy başkasının cezasını çeken kimse; dolandırıcılık ve şakada kurban edilen kimse fall of man, the Fall Hz Adem ve Havva'nın işlediği günah ve sonuçları fall of the hammer açık artırma ile yapılan satışlarda malın satıldığını bildiren çekiç darbesi He is riding for a fall Belâsını arıyor




online kişi ingilizce öğreniyor veya ingilizce kelime arıyor