eye Kelime Anlamı ve Kullanımı

    • (f) bakmak, süzmek; delmek eye narrowly dikkatle süzmek
    • (i) göz; (poetry) çeşm, ayn; bakış, nazar,basar; görüş; ince ayrıntıları görme yeteneği; dikkatle bakma, gözetme; göze benzer herhangi bir şey; toplanma noktası; ilmik; ilik;iğne deliği eyed (s) gözlü: blackeyed siyah gözlü Eyes frontl önüne bak! eye opener aydınlatan veya şaşırtan haber veya olay; (ABD), argo sabahları içilen ilk içki, mahmurluk gideren içki eye rhyme imlâsı kafiyeli olup sesçe tam kafiyeli olmayan: move,love eye shadow sürme, far a blackeye morarmış göz a glass eye cam göz a jealous eye, a green eye kıskanç göz, kem gözç an eye for an eye göze göz, dişe diş be all eyes gözünü dört açmak castsheeps eyes âşıkane bakmak, hayranlıkla bakmak catch one's eye dikkatini çekmek,gozüne çarpmak give one a black eye bir yumrukta güzünü mosmor etmek, gözünü patlatmak; namusunu lekelemek; itibarını lekelemek in the eyes of gözünde, nazarında keep an eye on dikkat etmek, gözü üstünde olmak keep an eye out veya peeled açıkgöz olmak make eyes at âşıkane bakmak,(colloq) kaş göz etmek MyeyeI inanamıyorum ! Yok canım ! Hadi hadi ! naked eye yalın göz open one's eyes to uyarmak ikaz etmek; aydınlatmak red eyes kanlanmış gözler see eye to eye tamamen aynı fikirde olmak set eyes upon görmek with an eye to hesaba katarak, göz önünde tutarak,düşünerek with half an eye kolay bir tahminle, bir bakışta




online kişi ingilizce öğreniyor veya ingilizce kelime arıyor