down Kelime Anlamı ve Kullanımı
    
    
    
- (i)  ince kuş tüyü, yonda; ince  tüy, ayva tüyü, hav
- (f) aşağı indirmek, alaşağı etmek,  yere yıkmak, devirmek, düşürmek; (kdili)  yenmek (sporda); bir yudumda içmek, slang  mideye indirmek
- (z) aşağı, aşağıya; güneye doğru;  tiyatro sahneye doğru, ileride down and  out hayatta yenilgiye uğramış, bezgin, bitkin  down at the heels perişan bir halde  down at the mouth, down in the dumps  üzüntülü, hayal kırıklığına uğramış, meyus,  cesareti kırılmış down on his luck talihsiz;  hayal kırıklığına uğramış, ümitsiz Down  with I Kahrolsun I The house burned    down Ev yanıp yerle bir oldu The  pressure is down Basınç azaldı The wind  is down Rüzgâr hafifledi fall down düşmek get down to work ciddi olarak işe  başlamak He is down with fever Ateşten  yatağa düşmüş knock down vurup devirmek, yere yıkmak; tenzilâtlı fiyatla satış yapmak, ucuza vermek track down araştırıp  bulmak shout down bağırarak susturmak  shut down kapatmak (fabrika, iş yeri)    wster down hafifletmek, su katmak turn  down reddetmek; (radyoyu) kısmak shoot  down ateş açıp düşürmek get down to  cases sadede gelmek pay down peşin  vermek put the helm down gemiyi rüzgâr  yönüne çevirmek The sun is going down  Güneş batıyor write down yazmak, kâğıda  dökmek
- (s) aşağıya yönelen; (kdili)  üzgün, argın be down on kızgın olmak, karşı olmak, garez bağlamak
- (i)  iniş; talihin ters dönmesi ups  and downs hayattaki iniş çıkışlar, iyi ve  kötü günler