cross Kelime Anlamı ve Kullanımı

    • (f) çaprazlamak; karşıdan karşıya geçmek; geçirmek; (bot), (zool) türleri ayrı olan hayvan veya çiçekleri çiftleştirip melez çeşitler elde etmek; karşı gelmek; türleri karışmak; haç işareti yapmak; üstüne çizgi çizmek crossed in love aşkta bedbaht olmuş Cross my heart Vallahi I Yemin ederim ki cross oneself istavroz çıkarmak cross one's arms kollarını kavuşturmak cross one's fingers iyi şans dilemek cross one's legs ayak ayak üstüne atmak cross one's mind hatırına gelmek, aklıhdan geçmek cross out karalamak, bozmak, silmek (yazı) cross someone's palm bahşiş vermek; falcıya para vermek cross swords with ile çekişmek, kavga etmek cross up işini bozmak, atlatmak; hıyanet etmek
    • (i) çapraz işareti; haç, put, çarmıh, salip, istavroz; isa'nın öIümünün sembolü olarak kullanılan haç şekli; keder, gam, elem, cefa, dert, musibet; dörtyol ağzı; melez bear one's cross eziyete sabırla tahammül etmek, dertli olmak Red Cross Kızılhaç
    • (s) darılmış, öfkeli; huysuz, ters, titiz; aksi, zıt; çapraz; aykırı; melez; karşıya geçen cross action (huk) mukabil dava cross section kesit, profil cross street ara sokak




online kişi ingilizce öğreniyor veya ingilizce kelime arıyor